KOSOVA (Prizren)

KOSOVA

Başkent: Priştine
Nüfus: 1,806 milyon (% 92 Arnavut, % 8 Sırp ) ?
Yüzölçümü: 10.887 km2
Para Birimi: Avro

1389 Kosova Savaşıyla 1913’e kadar Osmanlı idaresi altına giren Kosova’da daha önce de sırasıyla Bizans, Bulgar ve Sırp hâkimiyeti söz konusudur. 1945’te Yugoslavya’ya bağlı bir eyalet haline gelir. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Sırbistan’a bağlı olan Kosova 1999’da NATO müdahalesiyle Sırbistan’dan kopar ve ülke 2008 yılında bağımsızlığını ilan eder.  Türkiye de ülkenin bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasındadır.

                                                               PRİZREN

Prizren, Taş Köprü, Şadırvan, Sinan Paşa Camisi ve Şar Dağları
Üsküp çarşısını turladıktan sonra 11.30’da bineriz bizi Prizren’e götürecek olan otobüse. Otobüs bileti 550 dinardır  ve yolculuk 4 saat sürer. Karadağ rotamız üzerinde bulunan ülkenin ikinci büyük şehri Prizren Kosova’da ziyaret edeceğimiz tek şehirdir. Terminale vardığımızda Karadağ Ulcinj için gece otobüsüne bilet alır, çantalarımızı oraya teslim edip şehri keşfetmeye başlarız.
            Arnavutça, Sırpça ve Türkçe olmak üzere 3 dilde yazılan trafik levhaları, tabelalar ve şehir bilgi panoları dikkatimizi çeker. Türk ve Müslüman kimliği ile ünlenen şehirde yabancı değil de çok tanıdık bir memlekette hissederiz kendimizi. Yine de savaş zamanında Türkiye’ye göç eden Türklere karşı Arnavutluk’tan buraya yerleşenlerin sayısı fazla olduğu için Arnavut nüfusu ağır basar. Buna rağmen her yerde rahatça Türkçe konuşarak anlaşabilirsiniz.
Dört bir yanı Şar Dağlarıyla çevrili,  adım başı rastladığımız çeşmeleri ve kiremit çatılı evleri ile ortasından Bistriça Nehri geçen şehre hayran kalmamak elde değil. Suyun bir kente nasıl hayat verdiğine tanıklık ediyor burada insan. Şehri akıntısıyla temizleyen, besleyen nehir elbet orda yaşayanların ruhunu da arındırıyordur diye düşünüyorum ve bir çocuğun doğup büyüyebileceği en uygun mekânlardan biri gibi geliyor bana. Huzurun kendisi bu şehir.
            Sokaklarda dolanırken belediye binası çekiyor dikkatimizi. Bir duvarına kendisini tanıyan tüm ülkelerin dilinde teşekkür yazısı bulunuyor. Türkçe’de bu diller arasında. Kosovayı tanıyan 109 ülke var ve Türkiye ilk tanıyanlar arasında. Togo ise 2014 temmuzunda kabul ederek listenin sonunda yer alıyor.
        Nehir üzerine kurulan Taş Köprüden şehir merkezi olan Şadırvan’a geçiyoruz. Bizi ilk karşılayan Sinan Paşa Camisi oluyor. 1615 yılında bir İstanbul ağası olan Sinan Paşa tarafından yapılmış. Camiden sonra kaleye doğru tırmanıyoruz. Kaleye varmadan sağ tarafta Aziz Archangel Kilisesi yer alır ancak kapalı olduğundan onu ziyaret edemeden kaleye devam ediyoruz. Kale içinde görülmeye değer herhangi bir şey yok. Ama her zamanki gibi özellikle kaleden görülmeye değer harika bir şehir seriliverir ayaklarımızın altında. Bir süre manzaranın tadını çıkarırız lakin guruldamaya başlayan karnımız bizi yollara düşürür yine.

Prizren'in kaleden görünümü

              Nehrin diğer yakasında bulunan Sofra Lokantasına gidiyoruz yemek için, yol sorduğumuz esnaflar Türkiye’den geldiğimizi duyunca çok sıcak karşılıyorlar bizi. Bu sefer tadıyla bizi kendimizden geçiren kasap köfte yiyoruz. Yorgunluğumuzu attıktan sonra ara sokaklara dalıyoruz ve Halveti Tekkesiyle karşılaşıyoruz ama ancak bahçesine adım atabiliyoruz kapalı olduğundan. Nehir boyunca, suyu izleye izleye yürüyüş yapıyoruz. Sonra dönüyoruz tekrar Şadırvan’a ve Sinan Paşa Camisi kenarına kurulmuş bir çajtorenin ( çayhane) masalarından birine geçip çayımızı yudumluyoruz. Şadırvan, akşamları özellikle genç insanlarla dolup taşıyor, daha canlı bir kimliğe bürünüyor yükselen müzik sesleriyle.  İnsanları seyretmeyi bırakıp aramızda bilgi yarışması yapıyoruz seyahatimize dair sorulabilecek en saçma soruları da dâhil ederek. ‘”Almanca mı konuşuyorum ben?” sözünü kim demiştir? Saygıyla anıyoruz biletçi adamı!

Kendi bize pek komik gelen bir şivede konuşmasına rağmen Mardinli arkadaşımızın Türkçesine laf atıp onunla pek sıkı fıkı olan çaycımıza hoşça kal deyip terminale yöneliyoruz. Bizi Karadağ’a götürecek bir gece yolculuğu uzanıyor önümüzde.

Hiç yorum yok: